İslam dininde her şeyin bir edebi vardır. Evimize hangi ayakla girilip hangi ayakla çıkılacağından tutunuz da; en basit ve en karmaşık görünen hususu bile dinimiz bir edebe bağlamıştır. Topluluk içinde yaşamak mecburiyetinde olan bizlerin birbirimizle olan münasebetleri, bu muaşeret kaidelerine göre tanzim etmemiz, toplumun ahenkli bir hayat sürmesine hizmet eder. Aksi halde bu yüzden kırgınlık ve dargınlık baş gösterir. Bu hususta tedbirsizlik bazen üzücü hadiselere bile sebebiyet verebilir.
Âdâb; edebin çoğuludur. Edep ise her şeyi ince bir ölçü ile zarafet ve nezâketle yapmak, hayâ, utanmak ve güzel terbiye anlamlarına gelmektedir. Muaşeret ise “birlikte yaşayan kişilerin iyi geçinmesi” demektir. Âdâb-ı muaşeret deyince; hayata çeki düzen verme hikmetine uygun, insanların hukukunu ve onurunu korumayı amaçlamak akla gelmektedir. Buna halk arasında “görgü kuralları” denmektedir. Görgü kurallarından nasipsiz davranışlar kabalık, bencillik, yüzeysellik, ölçüsüzlük ve nihayet edepsizliktir. Hiç şüphesiz âdâb-ı muaşeret deyimi geniş olarak ele alındığında insan hayatının bütün yönlerini kapsar.
Telefon insanlık için büyük bir nimettir. Cep telefonu ise, daha büyük bir nimettir. Her nimetin bir kullanımı olduğu gibi; telefonun da yerinde kullanımı bir terbiye ve nezaket meselesidir. Âdâb-ı muaşeret dediğimiz görgü kuralları gibi cep telefonu kullanımının da bir âdâbı ve kuralı, daha geniş anlatımıyla bir kültürü olması gerekiyor.
Cebimizde veya çantamızda taşıdığımız, günün her saatinde ve hemen hemen her ortamda başkalarıyla iletişimimizi sağlayan cep telefonlarını kullanırken de dikkat etmemiz gerekenleri sıralayacak olursak; telefonu kesinlikle, uygun vakitlerde kullanmalıyız. Yani insanların uykuda, camide, namazda vb. olduğu saatlerde onları aramamalıyız.
Öncelikle belirtilmeli ki, telefon vakit geçirme aracı değildir. Bir iletişim ve haberleşme aracıdır. İsraf telefonda da haramdır. Telefonda israftan söz edildiğinde para ve zaman israfından bahsedilebilir ki; her ikisi de birer nimettir, bu nimetler bizlere emanettir ve her nimetin hesabının verileceği unutulmamalıdır. Onun için telefon görüşmelerinde; meramımızı anlattıktan sonra telefonu kapatmalıyız. Telefon konuşmaların ücretsiz olması ya da bedava dakikalar olması bunu değiştirmez. Sizin vaktiniz olabilir; ancak karşınızdaki insanın sizin kadar vakti olmayabilir veya başka önemli bir telefon bekliyor olabilir. Kaldı ki, vaktin hesabını herkes gibi sizlerde vereceksiniz.
Telefonumuzu ikiden fazla çaldırtmamaya çalışmalı, hemen ya açmalı veya reddetmeliyiz. Gürültü kirliliği yaparak başkalarını rahatsız etmemeli, arayan kişiyi de bekletmemeliyiz.
Telefonla bir arama yaptığınızda; ilk önce selam verin daha sonra kendinizi tanıtın sonra da konuşmak istediğiniz kişinin adını söyleyin. Bu diyalogdan sonra karşınızdaki kişinin konuşmak için müsait olup olmadığını sorun. Müsait değilse daha sonra arayın ya da ne zaman müsait olacağı belli değilse müsait olduğunda aramasını rica ediniz.
Konuşma süresini mümkün olduğunca kısa tutunuz. Gerekmedikçe uzatmayınız ve sırf zaman doldurmak için sağa sola, arkadaşlarınıza telefon etmeyiniz.
Toplantılarda, sohbetlerde, derslerde, camilerde, cenazelerde, hastane, uçak, metro, otobüs gibi toplu taşıma araçlarında ve araç kullanırken, cep telefonunuz sessizde veya titreşimde olmalı ve çaldığında kesinlikle açmamalı hatta kim aradı diye bile bakmamalıyız. Ancak müsait olduğumuzda geri dönüş yapmalıyız.
Cep telefonlarımızın ses ayarları başkalarını rahatsız etmeyecek şekilde ayarlamalıyız. Telefonlarımızın zil seslerini de müzik türü olmayan seslere yani bizim kimliğimize ve kültürümüze uygun olan seslere ayarlamalıyız.
Telefonla konuşurken; yüksek sesle, bağırarak veya tam tersi kısık sesle karşınızdakini ve etrafınızdakileri tedirgin edecek şekilde konuşmamalıyız. Aynı zamanda Kalabalık bir yerde cep telefonuyla konuştuğumuz takdirde, konuşmalarımızın tüm detaylarının çevremizdekiler tarafından dinlendiğini aklımızdan çıkarmamalıyız.
Gerektiğinde “Teşekkür ederim”, “Affedersiniz”, ”Maalesef çok üzgünüm” gibi kelimeler yerinde kullanıldığında mücevher değerindedir ve çok iyi etki yapar.
Sözlerimiz doğal olmalı, yapmacık ve gereksiz övgüden uzak olmalıdır. Karşımızdakinin o anki ruh halini ve duygularını kavrayıp da aynı tonda konuştuğumuz zaman başarılı bir telefon konuşması yapmış oluruz.
Yemek yerken veya bir şey içerken telefon görüşmesi yapmamalıyız.
Bir toplantıda veya sohbet ortamındaysak ve telefonumuzu kapatmayı unutmuşsak, telefon çaldığında cevap vermeden telefonu kapatmak en doğru davranıştır. Önemli bir mesaj bekliyorsak, telefonu sessiz titreşime alarak bekleyebiliriz. Yine toplantı veya sohbet ortamlarında telefonumuzla oynamamalı; haberlere bakmak, mesaj
bir şeyler göndermek veya gelen mesajları okumak gibi bize yapıldığında hoşlanmayacağımız davranışları biz de başkalarına yapmamalıyız ki burada karşı tarafa hem saygısızlık yapılmış ve hem de kul hakkına girmiş oluruz.
Birini telefonla arıyorsak ve aradığımız kişi açmıyorsa ısrar etmemeliyiz. Telefonunu meşgule alıyorsa hemen tekrar aramak yerine makul bir zamanı beklemeliyiz. Çok gerekli olduğunu düşünüyorsak mesaj atmalıyız.
Biriyle sohbet ederken telefonumuz çalarsa, ret etmeliyiz ancak açmak zorundaysak “özür dileyerek” telefona bakmak için izin istemeliyiz. Yine birileri ile sohbet ederken mesaj yazmamalıyız. Karşımızdaki kişinin bizimle sohbet etmek için yanımızda olduğunu unutmamalıyız.
Araç kullanırken de telefonla konuşmak veya sosyal medya hesaplarıyla uğraşmak ve mesaj yazmak çok tehlikeli bir davranıştır. Allah korusun bu yüzden oluşabilecek kazaların hesabını vermek zorunda kalırsınız.
Bizi yanlışlıkla arayan olursa; hangi numarayı aradığını nazikçe sormalı, kendi numaramızı söylemeli ya da kendi numaramızı söylemek istemiyorsanız; yanlış numarayı aradınız diyerek konuşmayı sonlandırmalıyız. Bizlerde yanlış yeri aradığımızda nazikçe özür dilemeliyiz. Bununla beraber iyice emin olduktan sonra numarayı çevirmeliyiz. Yoksa karşı tarafı rahatsız etmiş oluruz.
Normal şartlarda telefon konuşmasını sona erdiren arayan kişi olmalıdır.
Telefonu kapatmadan önce mutlaka; “Görüştüğümüze memnun oldum”, “Allah’a ısmarladık” diyerek ve selam ile kapatmalıyız.
Her şeyden önemlisi, kul hakkının bilincinde olarak, diğer insanların hakkına girebileceğimizi ve onlardan helallik dilemeden de bu haktan kurtulamayacağımızı düşünerek cep telefonunu bu duyarlılıkta kullanmalıyız.
Yaptığı her şeyi Allah (c.c.) rızası için yapan, kul hakkına riayet eden, kullandığı her nimetin hesabının verileceği bilinciyle hareket edenlere selam olsun…