Sosyal medya; internet ortamında çift taraflı ve eş zamanlı bilgi paylaşımı sağlayan medya sistemidir. Diğer bir ifadeyle sosyal medya, kişinin kendisinin ürettiği içeriğin, yayınladığı ve paylaştığı her türlü ortamın genel adıdır.
78 milyon insanın yaşadığı Türkiye’de, 2016 internet ve sosyal medya araştırmasına göre ülkemizin karnesi şöyle; internete bağlanan kullanıcı sayısı 46,3 milyon ve sosyal medya hesapları ise 42 milyondur.
Türkiye’deki kullanıcıların sosyal medyada bir günde geçirdikleri ortalama süre 2 saat 32 dakikadır. Geçmişte televizyon seyretme oranı 3 saat 36 dakika iken, bugün sosyal medya araçlarının çoğalmasıyla aynı araştırmaya göre bu oran günlük ortalama 2 saat 18 dakikaya düşmüş ve gittikçe her geçen gün de düşmekte, bu da demek oluyor ki artık televizyon ekranlarından çok, sosyal medyaya bağlıyız! Ya da bağımlısıyız!
Aynı araştırmaya göre internet kullanan bireylerin %82,4’ü sosyal medya üzerinde profil oluşturma, mesaj gönderme veya fotoğraf vb. içerik paylaşmaktadır.
Özellikle kişilerin paylaşım yaptığı whatshapp, facebook, twitter, instagram, youtube v.s. gibi sosyal medya araçları, insanların büyük vaktini almakta, işi, okulu, eş ve çocukları, hısım, akraba ziyareti gibi konuları ihmal etme noktasına getirebilmektedir.
Bugün günlük hayatta trafikte akıllı telefon ile gelen paylaşımla ilgilenen sürücüler, okullarda akılllı telefonla ile uğraşan öğrenciler, devlet dairelerinde, işyerlerinde, fabrikalarda, tamir bakım yerlerinde mesajlaşanlarla karşılaşmaktayız. Evlerde anneler sosyal medya yüzünden çocuklarıyla iletişim kuramaz, yemek yapamaz, ev işlerini aksatır oldular.
Sağlıklı ailenin ön koşulu, aileyi oluşturan bireyler arasındaki ilişkilerin sağlıklı olması ve sağlam temellere dayanmasıdır. Oysa sanal dünya veya sanal alem, bireylerin; aile içi ilişkilerin sağlamlaştırılmasına, bu ilişkilere derinlik kazandırılmasına, aileyi oluşturan bireyler arasındaki iletişim ve etkileşimin etkin ve kalıcı kılınmasına yardımcı olacak zamanlarını çalmaktadır.
Müslümanlar Allah’a karşı vazifeleri, sosyal hayatı, aile içi görevleri ve çocuklarının eğitimi, günlük işleri, uyuması, dinlenme gibi bölümler halinde ele alınabilen zaman tahsisinde, sosyal medyanın payını dikkatle tespit etmelidir.
Müslümanlar her alanda olduğu gibi sosyal medya kullanımında da gaye ve hikmeti yol arkadaşı edinmeli, gayeden ve hikmetten yoksun ne varsa yüz çevirmelidir. Bir gayeden yoksun hedefsiz olarak sosyal medyada zaman harcamamalıdır. Müslümanın sosyal medyada saatlerce mesaj yazarak, mesaj okuyarak, resim, video paylaşarak, gereksiz işlerle geçireceği bir vakti olmamalıdır. Çünkü vakit hayattır ve bu hayatın hesabı vardır.
Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah (c.c.) mü’minlerin özelliklerinden bahsederken şöyle buyurmaktadır; “Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler.”1
Boş söz ve hareketlerden, boş ilgi ve düşüncelerden yararsız hareketlerden kaçınırlar. Çünkü mü’minin kalbini boş şeylerden, oyun ve eğlenceden, gereksiz ve yakışıksız şeylerden alıkoyan uğraşları vardır ve olmalıdır. Allah’ı anmak, O’nun ululuğunu tasavvur etmek, O’nun iç ve dış âlemde yer alan ayetlerini kavramaya çalışmak gibi uğraşları vardır. Yeryüzünü imar etmek, yeryüzünde O’nun halifesi olmak, yeryüzünde adaleti gerçekleştirmek, zulmü ortadan kaldırmak ve insanları Allah’a kulluğa davet etmek gibi…
Geçmişte büro işleri gibi işi masa başında, bilgisayar karşısında olan kişiler çok dikkatli olmaları gerekirken, bugün ise akıllı telefonlar çıktıktan sonra herkes kadın-erkek, genç-yaşlı çoluk çocuk, herkes çok dikkatli olmak zorundalar.
Burada amacımız teknolojik cihazlara karşı gelmek, yasaklamak yada insanları onlardan uzaklaştırmak olarak anlaşılmamalı; amacımız bu teknoloji ve kitle iletişim araçlarını doğru ve yerinde değerlendirmek olarak anlaşılmalıdır.
Sosyal medyada amaçsız ve hedefsiz bir şekilde boşa geçirilen bu vakitlerin hesabı verilmeyecek mi? İnsana sorulmayacak mı? Sahip olduğumuz vakitler, Rabbimizin bizlere emanet ettiği ve her saniyesinin hesabı sorulacak olan büyük bir nimettir, imkândır.
Kur’an’da ve hadislerde insanın bütün ömür dakikalarından hesaba çekileceği ve kendisine verilen hayat sermayesini ne yolda harcandığını sorulacağı açık ifadelerle beyan edilmiştir.
Kur’an-ı Kerim’de, “O Allah ki, ölümü ve hayatı sizi sınamak için yarattı. Hanginizin güzel amel bakımından üstün olduğunu denemek için hayatı var etti.”2 buyrulmaktadır.
Geçen hiçbir saniyesinin bir daha geri döndürülmesinin mümkün değildir ve ömür sermayemiz de belli bir zamanla sınırlıdır. Zamanımızın kadrü kıymetini bilmek ve onu heba etmemek temel İslami yükümlülüklerimizden biri olmalıdır.
Rabbimizin bizlere emanet olarak verdiği bu ömrü bizlere hangi amaç ve gayeyle verdiyse o gaye istikametinde ve O’nun belirlediği ölçüler çerçevesinde kullanmamız gerekmektedir.
Bu şu manaya da gelmez. Mü’min bir kimsenin kimi zaman dinlenmeyeceği, eğlenmeyeceği anlamına gelmemelidir. Bu mevzu başka, gereksiz ve yakışıksız davranışlar, paylaşımlar, boş ve anlamsız resim, video, yazışmalarla vakit geçirmeler başkadır.
Bugün insanlar önemli önemsiz, gerekli gereksiz herşeyi paylaşarak, insanların zamanlarını çalarak kul hakkına girmiyorlar mı?
Müslüman yaptığı iş ve şartlarına uygun bir şekilde sosyal medyada geçireceği zamanı asgari ölçüde kullanmalıdır. Sosyal medyada geçireceği zamanı belirleme imkânı olduğu durumlarda, süreyi belirlemeli veya sınırlandırmalı ve ne aradığını bilerek hareket etmelidir.
Aile içinde ebeveynin sanal âlemde geçireceği zaman kesinlikle aile bireylerinden çalacağı zaman olmamalı, onlarla muhabbetine, iletişimine engel olmamalı ve onlara karşı olan sorumluluklarını aksatmamalıdır.
Sosyal medya bir amaç ve gaye için kullanılmalı, zaman tüketmek için değil. Bilinmelidir ki, sosyal medyada kaybedilen zamanlar ; kitap okuma, aile içi iletişim, spor, v.b. gibi alanlardan çalınmış zamanlardır.
Tükettiğimiz her nefesin hesabı sorulacağına göre hesabı kolay olan işlerle meşgul olalım.
Sosyal medya bugünkü haliyle, kullanıcısını Cennete de, Cehenneme de uzaklaştıran / yaklaştıran / ulaştıran bir vasıta haline bürünmüştür. “Müslüman bulunduğu ortama uyan değil, o ortamı kendine uydurabilendir” şiarını benimseyerek, sosyal medyayı kullanmalıdır.
Rabbim bütün müslümanları sanal dünya aleminin tuzaklarından ve tehlikelerinden muhafaza eylesin.
Ne mutlu bu bilinç ve şuur ile yaşamaya çalışan, Cenneti ve Rabbinin rızasını kazanmak için hassas davranan müslümanlara….
Ne mutlu sosyal medyayı müslümanca kullanan mü’minlere. İşte kazananlar onlardır. O müminlerden olmamız dileği ile…
1Mu’minun suresi, 23/3
2 Mülk suresi , 67/2