Eğitimde Okumanın Gerekliliği

İslam dini; ilme, okumaya, araştırmaya, öğrenmeye ve bilgiye büyük önem vermiştir. Hz Peygamber’e (s.a.v.) inen ilk vahiyde okumaktan, kalemden, eğitim ve öğretimden bahsedilmektedir: “Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı ‘alak’dan yarattı. Oku! Senin Rabbin en cömert olandır. O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir.”1 

Bilenlerle bilmeyenlerin bir olamayacağını2 deklare eden bir dinin mensuplarının okumama gibi bir lüksü olabileceklerini düşünemeyiz. “Bilgi Müslümanın yitik malıdır, onu nerede bulursa alsın”3 diyen Peygamberin (s.a.v.); ümmetinin ilme kolay ulaşılabildiği bir çağda cehaletine kurban gitmesi, cehaletini özür beyan etmesi kabul edilebilir bir durum olamaz. Okuma, araştırma, tefekkür ve tezekkürün en büyük sünnet olduğu unutulmamalıdır. 

Sevgili Peygamberimizin  (s.a.v.) hayatına baktığımızda bu bahsedilenlerin onun hayatında çok büyük bir yer kapladığını görüyoruz. Bu anlamda mescidinin hemen yanına ‘Suffa Okulu’nu yerleştirerek ilim adamı yetiştirmesi, Bedir’de esir düşen askerlere; Müslüman çocuklarına okuma-yazma öğretmeleri karşılığında serbest bırakılacaklarını teklif etmesi, kadın-erkek herkesi okuma-yazma seferberliğine tabi tutması tesadüfî şeyler değildir. Hayatı ibadet, ibadeti hayat olan bu dinin odağında ilim ve irfan vardır. O yüzdendir ki; âlimin uykusu  cahilin ibadetinden, mürekkebi şehidin kanından evla sayılmıştır. Ve yine bu yüzden  en büyük rütbe ilim rütbesi olarak görülmüş; bir saatlik tefekkür, yetmiş yıllık nafile ibadetten efdal kabul edilmiştir.

Okumak bir tavsiye değil, rica değil, minnet değil, muhayyerlik değil, insan olmanın ve Müslüman olmanın gereğidir. 

Biz Müslümanlar okuma faaliyetlerini, gösterişli bilgilere sahip olmak için yapmayız. Kur’an-ı Kerim; bilgi sahibi olmayı, ilim öğrenmeyi insanoğlunun en önemli ve değerli faaliyetleri arasında sayar. Hatta herkesin sıkça tekrar etmekten gurur duyduğu gibi Peygamber Efendimize (s.a.v) gelen ilk vahiy ‘oku’ emri olmuştur. Yine Rasûlullah’tan (s.a.v.) rivayet edilen bir hadis-i şerife göre: “İlim talep etmek her Müslüman erkek ve kadın üzerinde farzdır.”4 ve bu farz ‘beşikten mezara kadar’ devam etmektedir. Demek ki bizim dinimizde okumak herhangi sıradan bir iş veya yapılsa da yapılmasa da olur cinsinden ihtiyarî bir amel değil, Müslüman olmanın en önemli faaliyetlerinden biridir.

Bizler ilim, irfan ve tefekkür sahibi olmak için okuruz. Çünkü yine Kur’an-ı Kerim’de belirtildiği gibi; Allah’tan (c.c.) en çok korkanlar (bilgi sahibi) âlimlerdir.5

Bir insan neden kitap okuma ihtiyacı hisseder? Veya kitap okumak bir ihtiyaç mıdır? İnsan kitap okumadan da yaşayamaz mı? Okuma üzerine bu ve benzeri soruları çoğaltmak mümkün. Ancak öncelikle kavranması gereken; neden, niçin kitap okuma ihtiyacı hissettiğimiz hususudur. 

Okumak öğrenmek demektir. Okumak ilim demektir. Anlama gücünü geliştirmek demektir. Okumak hayatın belli bir kesiminde başlayıp biten bir etkinlik değildir. Okumak aynı zamanda insanları yönetebilme gücüdür. Bilgisizliği ve yanlış inanışları yenen tek güçtür.

Okumak, insanın niçin yaşadığını öğretir. İnsana insan olduğunu hatırlatır. Bu yüzden okumak gerek. İnsanı, Kur’an-ı Kerim’i, kâinatı… “bilmek” için “okumak” lazım. Okuyarak bildiklerimiz bizim yapıp-ettiklerimize ışık tutar, bize sağlam bir arka plan sağlar. Ayrıca bilgi olmadan inanç olmaz. İnanç olmadan doğru hayat olmaz. Dolayısıyla bir Müslümanın hayatının doğru düzgün olması için; düzgün ve doğru bilgiye ulaşması lazım. Bunun içinde okumak gerekmektedir. Peki, bizleri okumaktan alıkoyanlar nelerdir:

1. Şeytan; İblis, insanı kıskanması yüzünden Allah’a (c.c.) karşı gelen ve O’nun huzurunda küstahlık yapıp kibirlenen; bu yüzden de kovulan (racim olan) ve insanın en önemli düşmandır. Şeytanın görevi; insanları doğru yoldan, Allah’ın (c.c.) yolundan saptırmaya çalışmaktır. Dolayısıyla bu düşmanı asla unutmamalıyız.

2. Eğitim sistemi;  kitap okumayı sevdirici ve alışkanlık hâline getirici özellikte olmayışı.

3. Aşırı yemek; yetecek kadar yemeli.

4. Çok uyumak; çok uyumaktan okumaya zaman kalmaz. 5-6 saat uyumalı. Hz. Süleyman’a (a.s.) annesi şu nasihatte bulunmuştu: “Ey oğulcuğum, gece çok uyuma zira çok uyku kişiyi kıyamet günü fakir bırakır.”6

5. Aşırı mal kazanma hırsı; malın varlığı da yokluğu da bir imtihandır: “Onlar, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik edenlerdir. Onların harcamaları, bu ikisi arası dengeli bir harcamadır.”7 ayet-i kerimesinin bilincinde olmalı.

6. Kitap fiyatları; her kitabı satın almak zorunda değiliz; bu konuda çevremizdeki vakıf, dernek, belediye ait kütüphanelerden, e-kitaplardan faydalanabiliriz. 

7. Teknolojik cihazlar ve iletişim araçları; TV, İnternet, cep telefonu, bilgisayar oyunları ve benzeri teknolojik araçlar insanı okuma dışındaki alanlara yönlendirmekte. Bu cihazlar dengeli kullanmalıyız.

8. Sağlık; bedensel rahatsızlıklar, göz rahatsızlığı ve diğerleri insanın okuma alışkanlığını engelleyebilir; ancak bu durumlarda da sesli kitaplardan faydalanmalı veya hastalığımıza göre çözümler üretmeliyiz.

9. Plansızlık; planlı ve sistemli yaşamamak kitap okuma için engeldir. Bunun çözümü; okuma listesi oluşturma ve kitap okumayı bir plana bağlamaktır. 

10. Okuma alışkanlığım yok diyorsak; bir alışkanlık ısrar, azim ve süreklilikle kazanılır. Okuma konusunda, kendi kendinize söz verin ve bunu inatla sürdürün. Bir süre sonra bunun sonuçları alınacaktır. Kitap okumaya size ilginç gelen bir konudan başlayın ki; ilginiz uyansın ve istekli de olasınız. 

11. Ben okuyorum ancak anlamıyorum; dolayısıyla okumuyorum diyenlere okumakta ısrarcı olmaları ve anlaşılması kolay kitaplara yönelmelerini tavsiye ediyoruz.

Son söz olarak diyebiliriz ki, okumak zorundayız; çünkü değerlerimizi öğrenmek, yaşamak, 


yaşatmak birikim olarak aktarmak için, tarihi sorumluluklarımızı en iyi şekilde yerine getirmek için okumak zorundayız. Bilgi teknolojilerinin yarıştığı bir zaman diliminde yeniden ihyanın önderleri ve şahidleri olmak için okumak zorundayız.

Okumak; onurlu bir yaşam, kazançlı bir ömür, uyumlu bir kişilik, metanetli bir ruh hali, arınmış bir kalp, kurulu bir düzen demektir. Cennet’e talip olanlar oraya varış yollarını araştırıp öğrenmek zorundadırlar.

Hz Ali’nin (r.a.) şu güzel sözü ile yazımızı noktalayalım. “Dünyayı istiyorsanız kitap okumalısınız, ahireti istiyorsanız kitap okumalısınız, hem dünyayı hem de ahireti istiyorsanız kitap okumalısınız.”

Dipnotlar
1. el-Alak, 96/1-5.
2. Bkz. ez-Zümer, 39/9.
3. Tirmizî, İlim, 19.
4. İbn Mâce, Mukaddime, 17.
5. Bkz. Fâtır, 35/28.
6. İbn Mâce, İkametu’s-salât.
7. el-Furkan, 25/67.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir