Ömrümüzün Üçte Biri Uykuyla Geçmek Zorunda mı?

Şüphesiz ki uyku hayatımızın bir parçasıdır, ortalama günümüzün üçte biri uyku ile geçmektedir. Hatta ömrümüzün üçte biridir. Gerçekten bu kadar uzun süre uyumak zorunda mıyız? Veya bu kadar uyumak normal mi? 

Allah (c.c.) buyuruyor ki: 
“Sizin için geceyi örtü ve uykuyu istirahat kılan, gündüzü de dağılıp çalışma (zamanı) yapan, O’dur.”1 

Hz. Süleyman’a (a.s.) annesi şu nasihatte bulunmuştu:  “Ey oğulcuğum, gece çok uyuma zira çok uyku kişiyi Kıyamet günü fakir bırakır.”2

Ne kadar uyunmalıdır? sorusuna gerek Kur’an-ı Kerim’e, gerekse bilimsel verilere dayanarak kesin bir cevap vermek mümkün değildir. Son yıllarda yapılan araştırmalarla yukarıdaki soruların birçoğunu cevaplamak mümkün olmuştur. Uyku süresinin kişiden kişiye değişmekte olduğu ve bu sürenin 4 saat ile 11 saat arasında değiştiği bilinmektedir. Çünkü bu, yaş durumuna, sıhhat durumuna bağlı olduğu gibi yapılan meslek ve fertlerin hususî mizaç durumuna da bağlıdır.3
En iyi zaman kazançlardan birisi de uyku süresini azaltmaktır. Doğru ve yeterli uyumak her zaman zinde olmamamızı ve gün içinde en fazla faydayı alabilmemizi sağlar. Bütün bunlara rağmen uzmanlar beş-altı saatlik uykunun insana yeteceğini söylemektedirler. Deneyerek ne kadar uykuya ihtiyacınız olduğuna karar verebilir, en uygun süreyi saptayabilirsiniz. Bedensel ve zihinsel gereksinimlerimizden daha fazla uykuya zaman ayırmak; sadece zevk düşkünlüğüdür. Aşırı uyku diyebileceğimiz bu dakikalar yaşamımızı kısaltır.

Sekiz saatlik uyku bir gereklilik değildir. Dünyadaki başarılı insanların çoğu sağlıklarını tehlikeye atmadan altı saatten az uyurlar. Ayrıca kısa uyuyanların, uzun uyuyanlara kıyasla daha enerjik, daha etkin, dışa dönük, kendilerinden ve hayatlarından memnun, ender olarak şikâyet eden, … oldukları görülmüştür.4

Kısa uyumak öğrenilebilinir mi? sorusuna verilecek cevap evettir. Fakat ortalama sekiz saat uyuyan bir insanın bunu bir günde beş-altı saate indirmesi zordur. Bu ani iniş performans ve konsantrasyon bozukluğuna sebep olabilir. Bunun için yatış saatleri her hafta 15 dakika sürekli ileri atılan ve kalkış saatleri sabit tutulan ya da geç kalkanlar için tersi yapılan bir çalışmayla 4-6 ay içinde uyku süreleri 5-6 saat düzeyine indirilebilir.

Uykunun en önemli bölümü, uykuya daldıktan sonraki ilk üçte birlik kısımdır. Derin uyku denilen bu süre içinde vücut ihtiyacı olan dinlenmeyi sağlar.

Uyanır uyanmaz yataktan kalkın. Yatakta oyalanmak ve henüz sandığınız kadar geç olmadığını ummak, kaçınılmaz bir ertelemedir. Bunun yanı sıra aslında gerçek bir dinlenme de değildir. Gözünüzü açar açmaz üzerinizdeki örtüyü atıp yataktan çıkmak, o anda ve orada size fazladan tam bir saat kazandırır.  
Uykuyu Etkileyen Faktörlere Dikkat Etmek
– Uyku saatlerine ve süresine dikkat ediniz ve gerçekten ihtiyacınız olan uykuyu almaya bakın.

– Uykunun ilk bir veya iki saati en derin ve dinlendirici olan kısmıdır.

– Yatağınız iyi olursa iyi dinlenirsiniz.

– Her gün aynı saatte uyumaya çalışın. Tatil günleri, bir gün öncesi dâhil uyku düzeninizi bozmayın.

– Sürekli egzersiz (spor) yapanlar daha iyi uyurlar. Egzersizleri en geç uyumadan iki saat önce yapınız.

– Yiyecek ve içeceklerinize dikkat ediniz. Akşam saatlerinde aşırı miktarda yemek yemek midenizi rahatsız ederek iyi bir uyku uymanızı engelleyecektir. Yine aşırı miktarda alınan sıvılar da hem midenizi rahatsız eder, hem de gece sık sık tuvalet yapma ihtiyacı ile uyanmanıza neden olur. Bu nedenle aşırı miktarda çay, kahve ve gazlı içecekleri akşam saatlerinde tercih etmemeliyiz.

– Yazları sıcaktan uyuyamamaya karşı, yatmadan önce ılık bir duş alınırsa rahat uyunulur.

– Açlık uykuyu bozar. Yatmadan önce ılık bir bardak süt veya meyve suyu içmeniz; uykuya dalmanızı kolaylaştırarak kaliteli bir uyku uyumanızı sağlayacaktır.

– Gürültülü çevre şartları bundan etkilenmediğini söyleyenlerde dahi uyku düzenini bozmaktadır. Bu sebeple gürültülü çevre şartlarında olanların, yatak odalarını sesten arındırmaları gerekmektedir.

– Alışkanlığı olmayanlarda, alınan bir tek uyku hapı uyumayı sağlar. Ancak uyku haplarının sürekli kullanılması, uykusuzluk şikâyeti olanlara yarar sağlamamakta hatta bazılarına zarar vermektedir.

– Uykuya dalamadığınız zamanlarda uyumak için gayret sarf etmek yerine ışığı yakıp herhangi bir işle uğraşmalı.

– Yatağı uykunun harici işler için kullanmamalıyız. (İstirahat etmek, kitap okumak, yemek yemek ve benzeri işleri yatakta yapmamalıyız). Yatağı sadece uyku için kullanın. Çünkü çoğu zaman bu tür işleri yaparken, özellikle yatakta televizyon seyrederken farkında olmadan uykuya dalarız. Sonra bir miktar uyuduktan sonra uyanırız. Bu kısa uyku düzenleri uyku baskısını azaltacağından tekrar uykuya dalmakta güçlük çıkarır.

– Sabahları düzenli olarak belirli bir saatte uyanma alışkanlığı, bedenin günlük ritmini düzene sokmakta ve dolayısıyla düzenli olarak belirli bir saatte uykuya dalmayı kolaylaştırmaktadır.5

– Uyku güçlüğü çekmeniz, mutlaka uykusuzluk hastalığına yakalandığınız anlamına gelmez. Belki de doğal olarak az uyuyan birisinizdir.

– İslam’da gün güneş doğmasından bir saat önce başlar. 

– Beden sağlığı için gecenin ilk yarısındaki uyku önemlidir. Bunun için saat 24.00’dan önce yatılmalıdır.   

Dipnotlar
1. el-Furkan Sûresi, 25/47.
2. İbn Mâce, İkametu’s-salât.
3. Prof. İbrahim Canan, Vakti En İyi Değerlendirme, Cihan Yayınları, 1997, s. 67.
4. Zuhal Baltaş Acar, Stres ve Başa Çıkma Yolları, Remzi Kitabevi, 1986, s. 134.
5. A.e., s. 139.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir