Erteleme Hastalığından Nasıl Kurtulurum

Erteleme, kendimizi aldatmanın bir sonucudur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: 

“Böbürlenip kibirlenen, fitnecilik yapan kimse olmayın; iyi, güzel şeylerin ticareti dışında ticaret eden de olmayın. Muhakkak ki, onlar amellerini geriye erteleyen/yarıncı kimselerdir.”1

İnsanlar yarına güvenmemeli, bugünün hesabını yapmalıdır. Çünkü yarına çıkabileceğinden hiç kimse emin değildir. Erteleme insanı güçsüz düşüren bir hastalıktır. Erteleme zamanımızı çalar. Bizi, hedeflerimizden alı koyar; yarını baskı altına alır ve sonuç olarak saygınlığımızın yitirilmesine yol açar.

Ertelemenin ana nedenlerinden biri de alışkanlıklardır. Hepimiz, değişimin zorluklarını kabullenmek yerine; belirli kalıpları bağlanıp, bunları devam ettirme eğilimindeyiz.
Evinin pencerelerine kış panjurlarını takmaya üşenen bir adamı düşünelim. Gerekli olduğunu bildiği halde panjurlarını garajdan çıkarıp takmayı sürekli ertelerse; yakıt faturası geldiğinde fena halde sarsılır. Üstelik şimdi o işi karlı ve buzlu  bir havada yapmak zorundadır.2

Genellikle belirli işleri erteleriz. Çünkü bunlar zordur, sevimsizdir ya da bu işler yapmak noktasında kararsız olduğumuz işlerdir. Kolay ve zevkli işleri pek de erteleme eğilimi taşımayız. Hoş olmayan işleri ertelemek onları pek ortadan kaldırmaz, sadece sizin endişe düzeyinizi arttırır. 

Çünkü yapılması gereken o şeyler hala ortadadır, söylenip durmakta ve sinirlerinizi sürekli germektedir. 

Bir işi başarmak için bu işe başlamanız ve bunu bitirmeniz gerekir; ertelemek sizi her iki yönden yaralar. Başlamakta güçlük çekenler, başlamak için baskının artmasını bitiş tarihinin yaklaşmasını beklerler. 

Herkes işlerini erteleyebilir. Hepimizin sebepleri vardır. Kimi zaman önemsiz işleri başımızdan gidene kadar ertelemek iyi fikirdir. Önemli görevleri ertelemekse kesinlikle iyi bir fikir değildir.

Erteleme aynı zamanda bize, zamanında yapmadığımız işlerden dolayı, başımıza gelen olaylara; aşağıda verilen örnekte olduğu gibi  ‘keşke’  dedirten bir zaman hırsızıdır.

Bir adam benzin almak için benzin istasyonuna yanaşır. Servis yapan görevli ona, aküyle yağın kontrol edilmesini isteyip istemediğini sorar. Adam sabırsızdır ve acelesi vardır. ‘Onlarda bir şey yoktur.’ diye cevap  verir. Benzinini alıp yola koyulur ve yolda aküsü biter. ‘Keşke’ demeye başlar ama bu keşkenin ona hiçbir faydası dokunmaz.3 

Ertelemeciliği fark etmek genellikle zordur; çünkü önemsiz bir şey gibi görünür. Yerine getirdiğimiz işler yapılmıştır. Kalanlar, ise yapılmamış ertelenmiştir. Dale Carnegie, bir keresinde şöyle yazmıştı: “Erteleme bir sorundur; çünkü sizin için ve gelişmeniz için  önemli olan işleri ihmal etmek ve geciktirmek, yolunuzu sürekli tıkayan bir engel haline gelir.”4

Korku ertelemenin gerçek bir parçası olabilir mi? Korkunun çeşitlerini incelemek gerekir. Bazen, korku hayır demek isteyip de diyemediğimiz patrondan, arkadaşlarımızdan veya aile üyelerimizden korkmaktır. Hayır  diyememe probleminiz varsa, sebebi genellikle hayır dediğinizde reddettiğiniz kişi ile aranızın bozulacağını  düşünmekten ileri gelebilir. Oysa hayır demekle, kişiyi reddetmiş olmayız; olsa olsa evlenme teklifinde hayır demek, kişiyi reddetmek demektir.
Hayır demenin en iyi yolu muhatabınıza alınmayacağı, incinmeyeceği derecede yapıcı bir şekilde söylemektir.5

Bir işinizin olduğunu biliyorsanız ve nasıl başlayacağınıza emin değilseniz, o yüzden başlayamıyorsanız, erteleme hastalığınız var demektir. Öyleyse erteleme hastalığınızı tedavi etmek için, önce neyi ertelemekte olduğunuzu ve ertelemenizin tam olarak nedenini tespit etmek gerekir. 

Bunun için boş bir kâğıt alıp aşağıdaki tabloyu çizip doldurun.

Yapılması gereken işler niçin yapılmadı, gerçek sebebi:

1. _________________________________________________________________
2. _________________________________________________________________
3. _________________________________________________________________
4. _________________________________________________________________
5. _________________________________________________________________

Ertelemenin sebepleri:
1. Bu iş çok büyük nereden başlayacağımı bilemiyorum.

2. Bu çok güç, bir karar vermemi gerektiriyor; ne yapacağımı bilemiyorum.

3. Bu iş, hiç hoş olmayan bir şey yapmamı gerektiriyor.

4. Kendimi pek iyi hissetmiyorum ve bu iş için yeterli enerjim yok.

5. Bu işe başlamakta güçlük çekiyorum.

6. İşlerimi kolay kolay bitiremiyorum.

Zaman Yönetimi Merkezinden Dr. Merill E.Doglass ve Dr. Larry B. Baker; erteleme, şudur diyorlar:
– Öncelikli işler yerine daha az öncelikli olanları yapmak. 

– Çok önemli bir rapor üzerine çalışmanız gerekirken, masanızın üstünü düzenlemek.

– Size daha fala kazandıracak müstakbel müşterinize bir tanıtım hazırlamak yerine, daha az satın alan ama dostunuz olan bir müşteriyi aramak.

– Çocuklarınızla geçirmeniz gerektiğini bildiğiniz zamanı, onlar iyice büyüyüp çok geç olana kadar ertelemek.

– Çalışanlarınıza kötü haberi söylemek yerine onlardan kaçmak. Astınızı disipline etmekten kaçabilmek için büroya gitmemek. 

“Bizi gerçekten önemli ve yaşamsal işlerle uğraşmaktan alıkoyan ‘erteleme’ kişinin kariyerini yıkacak, mutluluğunu bozacak ve hata hayatını kısaltacak; her alanda başarıyı önleyen, gizli gizli zarar veren alışkanlıktır.”

Erteleme size dakikalara, saatlere, günlere mal olur. İşleri erteleme isteğini kontrol altına almak disiplin gerektirir ama bir kez üstesine gidildi mi, ertelenmiş işin, genellikle göründüğü kadar zor olmadığı görülür. 

 Ertelemecilikten kurtulmanın yolları:
– Hoşlanmadığınız işi önce yapınız. En sevmediğiniz, en çok erteleme eğilimi gösterdiğiniz işi; günün başlangıcında yapmaya çalışın. Bu, işin sürekli korku saçıp ertelenmesi yerine, işin bir an evvel olup bitmesini sağlar.6

– Ertelenmesi muhtemel işi parçalara ayırın. Sorunun üstesinden gelebileceğiniz bölümleriyle her gün 10-30 dakika uğraşın. Zaman dolunca bırakın. Hoş olmayan işlerle bugün uğraşmamak, aynı problemi yarın yine taşıyacağınız anlamına gelir.

– Kendinize bir bitirme tarihi saptayın. İş yapmaya motive olabilmemiz için, birisiyle bahse girin. Örneğin; patronunuza bütçeyi normalden bir hafta önce hazırlayacağınızı, yapamazsanız ona bir akşam yemeği ısmarlayacağınızı söyleyin.

– İşi bitirdiğinizde kendinizi ödüllendirin. Sürekli ertelediğiniz bir projeyi bitirmenizin şerefine, eşinizle yemeğe çıkmayı planlayın. Kendinize vereceğiniz ödüller, küçük ya da büyük, hoşunuza giden her şey olabilir. Eğer ödüle layık olamazsanız, kesinlikle almayın; başarılı olursanız da mutlaka ödülünüzü kendi kendinize verin. Böyle ara sıra alacağınız ödüller  yaşamı daha renklendirir ve korktuğunuz işleri erteleme eğiliminizin üstesinden gelmenize yardım eder.

– Elinizde ne varsa onunla yola çıkın.

– Size sıkıcı ve sevimsiz gelen bir işi birine vermeyi deneyin.

– Ertelemeciliğe karşı engeller oluşturun.7

Sonuç olarak şunları söyleyebiliriz; erteleme tabiidir ve bazen haklı sebeplere dayanır. Bazen yapacağınız en akıllıca şeylerden biri gibi gözükebilir. Ancak çoğu zaman bu konuda bir şey yapmamak ve görevi ertelemektense, gerçekleştirmenin daha iyi olacağını düşünmeliyiz. Kesinlikle görevi yerine getirmek, ertelemekten daha hızlıdır. Korku her zaman mantıklı değildir. Hatta haklı sebepleri de yoktur. Herhangi bir konuda korktuğunuz bir işi arkadaşınızla tartışırsanız, o korku çoğu zaman kaybolur gider.

Dipnotlar
1. Müsned, 1/129.
2. Mustafa Sevinç, Organizasyon-Verimlilik, Sin Yayınları, 1996, s. 240.
3. Sevinç, A.e., 1996, s. 239.
4. Ray Josephs, Zaman yönetimi, Epsilon Yayınları, 1994, s. 56.
5. Jane Allan, Zaman yönetimi, Hayat Yayınları, 1999, s. 108.
6. Douglass; Baker.
7. Josephs, A.g.e., s. 56-58.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir