Dünyada ve Türkiye’de sosyal medyanın kullanımı bugün öncelikli konular arasına girmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla biz Müslümanlar için bu konu, önemsememiz gereken bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır.
Beş dakika da bir telefona bakıyoruz.
İnsanlar ortalama olarak günde üç saatini sosyal medyada geçiyor.
Dünyanın yarısı sosyal medya kullanıyor (7,7 milyar insandan, 3,72 milyar insan bu da dünya nüfusunun %48’i).
Bizler, sizler, aileniz ve yakınlarınız ve gelecek nesiller için önemli bir konu. Teknoloji dünyasında her gün yeni şeylerle karşılaşıyoruz. Gelecekte de karşılaşmaya devam edeceğiz.
Bu kadar insanın sosyal medya ağlarıyla meşgul olduğu ortam ve zaman diliminde sosyal medya Müslümanlar tarafından kendi haline boş bırakılacak bir alan değil, çok önemli ve üzerinde çalışılması, Müslümanlar tarafından değerlendirilmesi gereken bir mesele durumuna gelmiştir.
O zaman “Sosyal Medya nedir?” Sorusunu cevaplayarak devam edelim.
Sosyal Medya; kullanıcısının kendi ürettiği içeriği yayınladığı ve paylaştığı ücretsiz online bir ağdır. Aynı zamanda kişilerin internet üzerinden birbirleriyle yaptığı diyaloglar ve paylaşımlar bütünüdür.
Tarih sıralamasına göre sosyal medya araçlarını şöyle sıralayabiliriz; Linkedin (2003), Facebook (2004), Youtube (2005), Twitter (2006), WhatsApp (2009), İnstagram (2010), Telegram (2013) v.s.
İnsanlar arkadaşlarını Facebook’tan buluyor, mesajlarını Twitter’dan iletiyor, sohbetlerini WhatsApp’tan yapıyor, aramalarını Google’dan, dosyalarını yine değişik elektronik posta araçlarından, fotoğraflarını Instagram’dan, iş arkadaşlarını Linkedin’den buluyor.
Sosyal Medya aynı zamanda görüntülü veya görüntüsüz ücretsiz haberleşme aracıdır. İletişimde zaman ve mekân engellerini ortadan kaldırmaktadır.
Yurtiçi veya yurt dışına gitmiş bir yakınınızla örneğin; Umre’ye veya Hacc’a gitmiş bir yakınınızla ücretsiz görüntülü veya görüntüsüz konuşabilme imkanı sunmaktadır.
Sosyal medya; bir fikrin düşüncenin kitlelere, dünyanın en ucra köşelerine eriştirilmesi için bugün önemli bir araçtır.
Sosyal medya hesaplarının aktif olarak kullanılması ile bir davanın, düşüncenin, fikrin özellikle yeni nesiller üzerinde etkili olmasında önemli etkendir. Herhangi bir hareketin taraftar bulması, kabullenilmesi, meşrulaşması ve onunla ilgili kitlesel farkındalık oluşması mümkündür.
Yapılan her bir faaliyetten veya aktiviteden, her türlü haberlerden herkesin anında haberdar olması sosyal medya aracılığı ile sağlanmaktadır. Sosyal medya ile dünyayı ve İslam dünyasını yakından takip edebiliyoruz.
Sosyal medya aynı zamanda mazlumun sesini yükseltmek için kullanılan bir mekândır.
Bugün sanal medya dünyanın en büyük bilgi havuzu ve kütüphanesi durumuna gelmiştir.
Ekonomik nedenler dolayısıyla okuyamayan bireylerin sosyal medya tarafından verilen haberler doğrultusunda pek çok bireyin online eğitimlerle diploma alması söz konusu olabilmektedir.
Bilgi akışının kolayca sağlandığı bu ortamda bilgi tekelinin kırılması ve buna paralel olarak bilginin çeşitlenmesi de bir gerçektir. Burada önemli olan şey bilgilenme ve bilgilendirmenin sosyal medya aracılığıyla sağlandığıdır.
Sosyal ağlar ya da yeni gelişen teknolojilerin bazılarından bahsedecek olursak;
Sanal Gerçeklik
Artırılmış gerçeklik
Sanal gerçeklik (VR); beş duyu organımızın, sanal bir dünyanın içerisinde gerçekten bulunuyormuşuz gibi hissetmesini sağlayan dijital ve fiziksel elementlerin bütününe denir.
Artırılmış gerçeklik ise (AR), bilgi, ses, video, grafik veya GPS verisi gibi bilgisayar tarafından üretilen girdiyle artırılan fiziksel, gerçek dünyadaki bir ortamın canlı görüntüsünü sunan bir sistemdir. Artırılmış gerçeklik, kullanıcının doğal ortamında kayıtlı 3D sanal nesneleri görüntüleyerek kullanıcıların gerçek ve bilgisayar tarafından oluşturulan nesnelerle etkileşime girmesini sağlayan sistemdir.
Artırılmış Gerçeklik (AR) teknolojisi eğitim alanı, sağlık uygulamaları gibi birçok alanda kullanılmaktadır.
Bu gün en önemlisi ise, sosyal medya araçlarıylabüyüyen kuşaklar var önümüzde ve arkasından da yeni kuşaklar gelmektedir.
Kuşaklarla ilgili şunları söyleyebiliriz,
Son dönemde dünya genelinde kuşakları uzmanlar X, Y, Z, Alfa kuşakları olarak adlandırılıyor.
X Kuşağı (1965-1979)
Y Kuşağı (1980-1999) – Milenyum Sakinleri
Z Kuşağı (2000-2020) – Kristal Nesil
Alfa Kuşağı (2011 ve sonrası )
İnsanlık tarihinin el, göz, kulak vb. motor beceri senkronizasyonun en yüksek nesli olarak tanımlanmaktadırlar.
Z kuşağı internet ve mobil teknolojileriyle iç içe yaşayan, internet aracığıyla sosyalleşmeyi tercih eden kuşaktır. Teknolojinin zirve noktalarında dünyaya gelmişlerdir. Bu sebeple teknolojiyi hayatlarının bir parçası olarak görürler.
Z kuşağından sonra gelen Alfa Kuşağı ise; Bebek bakıcıları ekran olan teknoloji odaklı, online, mobil çağının ilk dijital mahsulü olan nesil.
Sonuç olarak şu hususu tekrar hatırlatalım: Fıkıhta bir kural vardır. “Eşyada asıl olan mubahlıktır.”[1] Buradan yola çıkarak, tüm iletişim araçları da aslen mubahtır. Haram olmadıkça, harama yol açmadıkça, ahlâkı zedelemedikçe ve Müslüman kimliğini yok saymadıkça mubahtır.
Dolayısıyla görselliğin ve görüntünün bu kadar ön plana çıktığı bir zaman diliminde sosyal medya araçlarıyla büyüyen bu nesillerin yetiştiği ortamı ve araç gereçleri iyi okumak lazım. Bu ortamda yetişen dijital nesillerin Allah’a kul olmalarını ve İslam davasının gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak için bu araçlar üzerinden davet, tebliğ, eğitim, bilgilendirme ve şuurlandırma yapılmalıdır. Onun için bu alanla ilgili Müslümanlar vakit geçirmeden hazırlıklarını tamamlamalı ve bu alandaki yerlerini almalıdırlar.
[1] Zeydan, Abdulkerim, İslam Hukukuna Giriş, s. 286