Madde Bağımlılığı Ama Neden?

İnsanlar neden başka şeyler arayışına girmek isterler ki?

Yoksulluktan veya yoksunluktan olabilir mi?

Yoksulluk ki, maddi imkânsızlıklar ve yoksunluk ki, yetim veya öksüz kalmak, anne-babasız yoksun büyümek. Neticede sevgi ve şefkat, ilgi eksikliğinden dolayı başka şeyler arayışına girmek.

Bir de iman zayıflığı ki, en önemli yoksunluk bu olsa gerek.

İnsanların iman zayıflığı neticesi olarak Rabbini unutması ve dolayısıyla, O’nun emir ve yasaklarına sırt çevirmesini ve meşru olmayan yollara yönelmesini getirir.

Allah’a olan bağlılık, O’nun verdiğine razı olmak, tasarrufun O’nun elinde olduğuna iman etmektir. Ancak şunu da belirtmeden geçmeyelim. İnsan elinden geleni yaptıktan sonra payına düşene razı olmalıdır. Yoksa yatarak, tembellik ve miskinlik yaparak bu hallere düşmeye razı olmamalı ve bu durumu kabullenmemeli, çalışmalı, gayret etmelidir.

Bu noktada öncelikle iman bağının güçlendirilmesi, verilen rızka kanaat edilmesi ve imtihan dünyasında olduğunun unutulmaması önemlidir.

Sevgi eksikliği demiştik. İki türlü sevgiden bahsedebiliriz. Birincisi ve en önemlisi Allah sevgisi, O’nunla olan bağımızın durumudur.

İkincisi de anne-babanın evladını, çocuklarını sevmesidir.

Anne-babanın ilgisizliğinden sebeple evlatların başka arayışlara girmesi bir gerçektir. Uzmanların yaptığı bütün araştırmalar göstermiş ki; gençlerin gerek madde kullanmaya başlamalarında, gerekse suça yönelmelerinde en büyük faktör ailedeki sevgi, ilgi eksikliğindendir.

Anne-babanın evlat sevgisi, lafta, ağızda kalmamalı, onları yürekten, kalpten sevmeli ve bunu da maddi olarak da dokunarak, kucaklayarak, öperek göstermelidirler. Yani bu ilgi çocuklarla konuşmak, onlarla ilgilenmek, beraber vakit geçirmek, dertleşmek, hem hal olmak, değer verdiğini hissettirmek şeklinde olmalıdır. 

Aile kavgalarının, boşanmalarının olduğu huzursuz ve parçalanmış ailelerde yetişen çocuklar bu sevgi ve ilgi boşluğunu doldurmak için başka şeyler arayışına girerken madde bağımlılığı ağına takılmaktadırlar.

Aile faktöründen sonra da sırayla, çevre ve arkadaş grupları, ekonomik sebepler, kültürel çatışmalar ve rol modeller gelmektedir.

Kontrolsüz meraktan kaynaklanan durumlardan dolayı da bu tür kötü alışkanlıklara, gençlerin yöneldiği gözlemlenmiştir.

Yüce Yaratıcımız bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?”[1] Ayet-i kerimede görüldüğü gibi, başta alkol, uyuşturucu ve kumar olmak üzere bütün zararlı alışkanlıklar yasaklanmıştır. Dolayısıyla bizler, sizler yani bilinçli Müslümanlar; çocuklarımıza, onları yaratan Allah’ı iyi tanıtmalı, bu bilinç ile evlatlarımızı yetiştirmeli ve imanı güçlü bireyler olmalarını sağlamalıyız. Aynı zamanda İslam ahlakı ile onları donatmalı, anne-baba sevgisi ile de yüreklerini beslemeliyiz. Sonra da spor, edebiyat gibi etkinlikler ve gönüllü kuruluşlar dediğimiz dernek, vakıf çalışmalarında bulunmalarını sağlamalı ve buna benzer yerlere de onları yönlendirmeliyiz. Bunun sonucu olarak yapılacak her türlü faaliyet ve çalışmalar onları bu tür zararlı alışkanlıklardan uzak tutacaktır.

Rabbimin yardımı ile, böyle bir donanım ve bilinç ile yetiştirilen evlatlarımız asla madde bağımlısı (alkol, sigara, esrar, eroin, teknoloji bağımlılığı v.s.)  olmaya tevessül etmeyecektir,

Biz anne-babalar, Efendimizin (s.a.v.): “Dua, müminin silahı, dinin direği, göklerin ve yerin nurudur.”[2] buyruğunu prensip edinerek her namazımızdan sonra onların hayırlı evlat olmaları için Rabbimize yakarışta bulunmalı, O’ndan sınırsız bir şekilde onların hayırlı birer evlat olmalarını istemeliyiz.

Rabbim bu güzel yavrularımızı ki, onlar ümmetin gelecek neslidir, hakkıyla iman edenlerden eylesin. Onları,  şeytanın aldatmaları, oyunlarından korusun. Arkamızdan bu davayı taşıyacak hayırlı evlatlar bırakmayı, cennette de onlarla beraber olmayı Rabbim cümlemize nasip etsin… Amin.


[1] Mâide Sûresi, 5/90-91.

[2] Hâkim, Müstedrek, I/492.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir