Hedeflerimizi ve İsteklerimizi Oluşturmak

Hedef; ulaşılmak istenen, yapılması tasarlanan iş, amaç, istektir. Hedef ulaşılmak istenen son noktadır.

Hayatta başarılı olmanın yolu hedef belirlemek ve belirlediğiniz hedefe ulaşma durumunuzdur. Şüphesiz ki planlayan rastgele yapandan her zaman öndedir.

Şahsî işlerde veya sosyal işlerde hedefin belli olması başarının yarısına erişmek kadar önemlidir. Hedefler bilinmeli ki, ona göre vakitler boşa harcanmasın. İbni Abbas’tan (r.a.) rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.”[2]

Hedef belirleyenin hedefine ulaşmak için planı olmalıdır. Pratiğe geçirmek için ayrıntılı planı olmayan hedefler düşünceden öteye geçmez.

“Hedefi olmayan bir gemiye hiçbir rüzgâr yardım edemez.” sözü ne kadarda güzel açıklıyor meseleyi.

İşi oluruna bırakmak Müslümana yakışmaz.  “Bakalım yarınlar ne gösterecek, ona göre hareket ederiz.” gibi sözler tembelliğin, lakaytlığın, umursamazlığın belirtisidir. Yarınların ne olacağını şüphesiz ki Allah’tan başkası tam olarak bilemez. Bize verilen akıl ve irade ile bugünkü şartları göz önüne alarak yarınlar için bir program ve hedef tespit etmemiz gerekir. Hayatı zaman akışına bırakmak en büyük tehlike ve afetlerden birisidir.

Efendimizin (s.a.v.): “İki günü eşit olan ziyandadır, aldanmıştır”[3] sözünü unutmayalım.

Müslüman’ın hayatında gayesizlik, amaçsızlık ve hedefsizlik söz konusu olamaz. Gayesiz, hedefsiz, idealsiz ve amaçsız Müslüman düşünülemez.[4]

Efendimizin (s.a.v.) gayesiz bir işi, gelişi güzel bir hareketi yoktu. O (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“…Akıllı kişi vaktini üçe ayırır: Bir bölümünde Rabbine ibadet eder, bir bölümünde muhasebe eder, yaptıklarını gözden geçirir; bir bölümünde de helal rızkını kazanmak için çalışır. Bu son bölümdeki çalışması, diğer yapacaklarına yardımcı olur. Zira maddi ihtiyacın karşılanmış olması, kalbi dünya meselelerinden boşaltarak ibadet ve tefekkürü hakkını vererek yapmaya imkân tanır…”[5]

Hedefler yönümüzü belirler, odaklandırır. Hedefler, değerler, hayatımızda bazı şeyleri neden yapmak istediğimizi açıklar. Hata yapma riskini azaltır.

Her amacın nasıl gerçekleştirilebileceğini tespit eden bir plana ihtiyaç vardır. Dolayısıyla her Müslüman’ın, her insanın; uzun, orta ve kısa dönemli amaçlarını gösteren bir plan yapması gerekir. Uzun süreli hedefler ne yapmak istediğinizi tanımlar. Orta vadeli hedefler ve günlük işler bunların nasıl yapılacağını gösterir.

Doğru hedefleri aşağıdaki kriterlere göre belirleyebiliriz:

  • Belirgin olmalı.
  • Ölçülebilir olmalı.
  • Eyleme dönük olmalı.
  • Gerçekçi olmalı.
  • Zamanında gerçekleşebilmeli.

Yazıya dökülmemiş bir hedefin dilek olmaktan öteye gidemeyeceği söylenir. Hedeflerinizi yazmak sizi onları belirgin hale getirmeye zorlar. Bir hedef belirgin değilse ona ulaşıp ulaşamayacağınızı anlamakta güçlük çekersiniz. Kaldı ki, yalnız ölçebildiğiniz bir şeyi geliştirebilirsiniz. Ölçülemeyen hedef, hedef değildir. Hedefleriniz, örneğin; “her gün 30 dakika koşacağım” gibi ölçülebilir olmalı.

Hedefler her zaman, kişisel özelliklere değil, eylemlere odaklanmış olmalıdır. “Çocuklarıma karşı daha şefkatli olacağım”, demek yerine belirli net eylemler yazın. Önünüze; “Çocuklarıma bağırmayacağım” gibi belirlenmiş, eylem odaklı hedefler koyun.[6]

“Mutlu olmak istiyorum” değerli bir arzu olmakla birlikte sınırları iyi belirlenmiş bir hedef değildir. Bu nedenle başka sorularla desteklenmesi gerekir. “Beni ne mutlu eder?” sorusu mutluluğu elde etmeye yarayacak ulaşılabilir hedefler belirlememize yardımcı olacaktır.  

İstediğimiz hayatı yaşayabilmek için isteklerimizi bilmek zorundayız. İsteklerimizi bilmenin yolu daha iyi plan yapmaktan geçer. Eğer isteklerimiz gerçekçiyse ve bunlara nasıl ulaşacağımızın planını yaparsak sonuçlardan emin oluruz.

Hedeflerimizin, hayallerimizin gerçekleşebilmesi için hedeflerimiz; gerçekçi, ulaşılabilir, olumlu, motive edici olmalı ve fertler bunları gerçekleştirebilmek için yanıp tutuşmalıdır. İnsan isteklerine yoğunlaşmalı istemediklerine değil. İnsanın isteklerine yoğunlaşması hedeflerini netleştirir. İstemediğimiz şeylere yoğunlaşmamız hedefleri bulanıklaştırır.   

Bir şeyi arzu etmekle gerçekten istemek farklıdır.  Örneğin; Birçok insan kilo vermek ister ama bir türlü kilo veremez. Onlarınki, sadece kilo vermeyi arzu etmekten öteye geçmez. Gerçekten istemek doğru olanı yapmaktır. Doğru neyse onu yapmak için eylem planı çıkarmak, harekete geçmek ve yapana kadar kararlı ve tutarlı olmak gerekir. 

Hedef ve istekler olumlu ifade edilerek açık, seçik ve bütün detaylarıyla, değişik bakış açılarıyla zenginleştirilerek düşünülmelidir. Öncelikle uzun, orta ve kısa vadeli hedefler listesi çıkarılmalıdır. Bu hedefler, istekler listesi çıkarıldıktan sonra çıkarılan maddelerin pratiğe dönüştürülebilmesi için tek tek her birinin ayrıntılı planının çıkarılması gerekir. Bundan sonra yapılacak iş bu planlar dâhilinde her gün yapılacak işler listesi çıkarmaktır. Sonra günün sonunda ya da günün başında bu listede nelerin yapılıp, nelerin yapılmadığının değerlendirmesini yapmaktır.

Bunu bir ayrıntılı plan örneği ile açıklayacak olursak;

“Kilo Vermeliyim”

– Önce ideal kilo listesinden yaşa ve boya göre ideal kilomu tespit edeceğim. (İdeal kilo 70 kg. varsayalım).

– Kilo vermeye başlamadan önce tartılıp ve her hafta sonunda veya onbeş günde bir tartılarak kilolarımı kaydedeceğim. (80 kg. olmuşum ve bir yıl içinde 10 kg. vereceğim).

– Fazlalıklardan kurtulmak için uygun bir süre tayin edeceğim. (Bir yıl).

– Her hafta aynı terazide ve aynı elbiselerle ve aynı saatte tartılmalıyım ve aç veya tok olup olmadığımı göz önünde bulundurmalıyım.

– Nasıl zayıflanılacağına dair sağlıklı bir kitap okuyacağım veya diyetisyene gideceğim.

– Kendime egzersiz programı oluşturacağım. (Hafta üç gün 30 dakika tempolu yürüyeceğim).

– Ekmek, kızartma, tatlı, baharatlı, turşu türü yiyeceklerden uzak durup, kepekli ve lifli gıdalara yöneleceğim. 

– Bol su içip, meyve yemeliyim, tuz, yağ, şeker gibi gıdalardan uzak durmalıyım.

–  Günde 8 saatten fazla uyumayacağım. Hafta sonları da dâhil…

– Her şeyden önce tekrar kilo almamak için yemek alışkanlığımın değişmesi gerektiğini unutmamalıyım.

– Zayıflama kısa zamanda sağlanamaz, sabırlı, kararlı ve disiplinli olmanın gerekliliğini unutmamalıyım.[7]

Hedefim bir yıl içinde 80 kg’dan 70 kg’a inmek. Hedefim belirgin çünkü ayrıntısına kadar yazılmış, ölçülebilir. 10 kg vereceğim, eyleme dönük egzersiz dâhil,  yenecek ve yenmeyecekler de belirlenmiş, bir yıl gibi zaman zarfında bu kilolardan kurtulabilirim. Bu zaman zarfında da gerçekleşebilir.

Hedefleriniz nasıl görünüyor, duyuluyor, hissediliyor? Bütün detayları organize ettiniz mi? Hedefleriniz sizin dışınızda kimleri, neleri, nerede, nasıl, niçin, hangi zamanı ilgilendiriyor? gibi soruları cevaplamalısınız. Hedeflerinizin detayı ne kadar zenginse başarı yüzdesi de o kadar yüksek olacaktır.

Hedefleri saptamak kadar onların gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini bilmek de önemlidir. Onun için, hedeflerin mutlaka bir başlangıç ve bir bitiş zamanı ya da en azından kestirilmiş bir tarihi olmalıdır.

Hedefleri ve istekleri oluşturulurken önemli olan diğer bir durum da kişinin kendi içinde, iç bütünlüğü ve dengesini korumasıdır. Buna iç huzur da denebilir. İsteklerimiz bize bu dengeyi sağlamalı bizi strese ve aşırı yükün altına sokmamalı.[8]

Alışkanlıklarımızı değiştirme işleminde, sonuçların aniden düzelmesini beklemeyelim. Bu işin zaman ve çaba istediğini unutmamalıyız.[9]

Başarının sırrı planlı yaşamak, planlı çalışmaktan geçer.


[1] Celal Çelik, Zaman Yönetimi ve Planlama, Buruc Yayınları, 2002, s. 43.

[2] Buhârî, Rikak 1. Ayrıca bkz. Tirmizî, Zühd 1; İbni Mâce, Zühd 15.

[3] Deylemî, Müsnedü’l firdevs III/611.

[4] Yrd. Doc. Dr. Halil İbrahim Kutlay, Yeni Dünya Dergisi, Ocak 2017.

[5] İbn Hibban, Sahihu İbn Hibban, 1/362.

[6] Hyrum W. Smith, Hayatı ve Zamanı Yönetmenin 10 Doğal Yasası, Sistem Yayınları, 1998, s. 107.

[7] Celal Çelik, Zaman Yönetimi ve Planlama, Buruc Yayınları, 2002, s. 43.

[8] Turgay Biçer, NLP-Kişisel Liderlik, Beyaz Yayınları, 1999, s. 93-98.

[9] Martin Scoot, Zaman Yönetimi, Rota Yayınları, 1995, s. 169.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir