“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, Allah’ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır.”1
İnsanların diğer canlılara göre oldukça yavaş tempoda seyreden gelişim çağı içinde ergenlik ve gençlik çağının önemi büyüktür. Zira; kişilik, eğitim, karakter oluşumu ve ideolojik fikrî gelişme genellikle bu dönemlerde alınan eğitim ve yönelişler sonunda ortaya çıkmaktadır. İnsanın hayatını etkileyen önemli gelişmelerin çoğu gençlik döneminde ve yüksek tahsil esnasında kazanılan birikimlerle de yakından alakalıdır.
Kur’an-ı Kerim’deki bazı kıssalarda ve Sîret-i Nebi’de genç ve dinamik insanların; tevhid inancı, hak, hakikat ve erdemlilik mücadelesinde aksiyoner girişimleri ile sivrildikleri ve temayüz ettikleri (seçkinleştikleri) görülmektedir. Putperestlik ve zulümde azgınlaşmış Nemrud’a ve onun kavmine karşı çıkan Hz. İbrahim (a.s.) bir gençtir. Hz. Yusuf (a.s.) da genç çağda Mısır’da önemli sorumlulukların kendisine emanet edildiği genç bir zattır. Hz. Ali, Hz. Ammar bin Yasir, Hz. Bilâl-i Habeşî, Hz. Fadl İbn Abbas, Hz. Usâme İbn Zeyd (r.anhum) gibi genç sahabiler, İslam dininin tebliğinde aktif faaliyetler gerçekleştirmiş önder kişilerdir.
Hz. Peygamber’in (s.a.v.) peygamberlikten önce Mekke’de, zulme ve haksızlığa engel olmak için aralarına katıldığı “Hılfu’l-Fudûl” adlı topluluk da gençlerin organize ettiği bir oluşumdur.
İslam ümmetinin geleceğini tayin eden gençlik olgusu, en kapsamlı ifadesiyle tüm İslam âleminin bekasını tanımlayan bir kavram olarak karşımıza çıkar. Bilgi teknolojisinin zirveyi zorladığı günümüz dünyasında gençliği bekleyen tehlikeler ile bunların çözüm yolları önceliğimiz olmalıdır.
Gençliği bekleyen tehlikeler dört ana başlık altında toplanabilir:
1. Moderniteyle Birlikte Değişen İnsan, Kadın, Aile ve Ergenlik Anlayışlarındaki Tehlikeler
2. Eğitim Sistemindeki Tehlikeler
3. Dış Dünyadaki Tehlikeler
4. Televizyon, Bilgisayar ve Cep Telefonundan Oluşan Tehlikeler
Yukarda saydıklarımıza ek olarak; fikrî ve felsefî akımlar, hayalcilik, özenti, kimlik bunalımı, kendini tanımama, bencillik, idealsizlik, cinsellikle ilgili aşırılıklar, marka düşkünlüğü, manevî değerlerin azalması, ahlakî çöküntü, kız-erkek ilişkileri, uyuşturucu bağımlılığı, fanatizm, kötü alışkanlıkların kazanılması, zararlı yayınlar, aile ile geçimsizlik, okul hayatında şiddet, karamsarlık, can sıkıntısı, güvensizlik, işsizlik, gelecek kaygısı, iletişim sorunları, meslek ve eş seçimi, internet, müstehcen siteler, twitter ve facebook bağımlılığı gibi durumlar günümüz gençliğinin temel sorunları olarak görülebilir.
Her geçen gün mantar gibi çoğalan televizyon kanalları gençliği tehdit ediyor. Günümüzde, bizi bize yabancılaştıran televizyonların gölgesinde bir kayıp nesil yetişiyor. Televizyon bağımlısı gençler hayattan çekiliyor.
Ortalık dizilerden geçilmiyor. Bu dizilerde çoğu zaman yanlış mesajlar veriliyor. Kadın-erkek arasındaki mahrem ilişkiler, uluorta teşhir ediliyor. Çıplaklık sınır tanımıyor. Aşkla cinsellik birbirine karıştırılıyor. Gençlere takdim edilen sözde model insanlar; İslam inancı ve örfümüzle çelişiyor. Düzenlenen içi boş, dışı cilalı yarışmalar vasıtasıyla gençliğin duyguları ve hassasiyetleriyle oynanıyor.
Gençlerin önemli bir kısmı, odalarına çekilip saatlerini bilgisayarlarının başında geçiriyorlar. Böylelikle gençlik asosyalleşiyor ve toplumdan kopuyor. Neticede kimseyle konuşmayan, dertlerini paylaşmayan, içine kapanık bir kuşak doğuyor. Bu durum, ilerde ciddi psikolojik rahatsızlıklara yol açıyor. Çocuklarımız bilgisayarlarda daha çok oyun oynuyorlar. Bir kısım strateji oyunları, gençleri üç-beş saat bilgisayara kilitliyor.
Bilgisayarlarda gençleri bekleyen bir başka tehlike de müstehcen sitelerdir. Bu siteler, yarınlarımızın teminatı olan gençlerin ruhlarını karartıyor; insaf, basiret ve izan hissiyatını öldürüyor. Bu hususlarda ailelere büyük görevler düşüyor. Anne-babaların çocuklarını denetim ve gözetim altında tutmaları gerekiyor. Gençliği ahlaksızlığa ve zinaya sevk eden bütün yolları kapatmak için gerekli tedbirler alınmalıdır.
Öte yandan, maddî ve manevî varlığımızın varisleri, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı ve gençlerimizi, her türlü zararlı fikir akımları ve alışkanlıklardan uzak tutmamız, onlara dünya ve ahiret hayatıyla ilgili yeterli bilgi vermemiz gerekir. İnsanların iyilikte yardımlaşmaları, kötülüklerden birbirlerini uzaklaştırmaları Allah’ın emri olan hayatî bir zarurettir. Zira bu gerçeklere karşı ilgisizlik, fert ve toplum huzurunun yok olması sonucunu doğurur. Böyle olunca da insanlar, telafisi imkânsız zararlarla karşılaşırlar.
Günümüzde gençlerimizin bazı hatalara düşmemeleri için şu hususlara dikkat etmeliyiz:
Ebeveynler; ilköğretimden üniversiteye kadar çocuklarının her adımını, her hareketini takip etmeli ve onların bir anını bile boş bırakmamalıdırlar. Arkadaşlarını, hocalarını, telefonlarını dahi takip altına almalı; düşebileceği bir hatanın emarelerini görür görmez müdahalede bulunmalıdırlar. “Ey iman edenler, kendinizi ve ailenizi odunu insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyunuz” emri gereğince evlatlarını nasihat, telkin, takip ile günaha girmekten alıkoyma gayreti içinde olmalıdırlar. Okulda edindiği arkadaşları mutlaka bilmeli, bu arkadaşlarını zararlı görüyorlarsa çocuklarını söz konusu arkadaş çevresinden uzaklaştırmaya çalışmalıdırlar. İşin ucunda ciddi bir zarar görüyorlarsa gerekirse sınıfını ya da okulunu değiştirmelidirler. İster ilköğretim, ister lise, isterse üniversite düzeyinde olsun çocuklarının not defterlerini; varsa günlüklerini, telefon ya da bilgisayarlarında kayıtlı mesajları zaman zaman kontrol etmelidirler. Tüm ilişkilerinden haberdar olmalı, tehlikeyi sezdiğinde ise anında olayın önünü alabilmelidirler.
Eğer okul evimize uzaksa ve çocuklarımız başkalarıyla kalmak durumunda kalıyorsa arkadaşlarıyla mutlaka tanışmalıyız. Kaldıkları yer çok uzak olsa bile en az bir kere kaldıkları yeri ziyaret etmeliyiz.
Çocuk; ailenin verdiği harçlığın üzerinde harcama yapıyor mu, verilen hediyeler varsa bunları kimler verdi, boş zamanlarını kimlerle geçiriyor… sorularının cevaplarından mutlaka emin olunmalıdır. Haftanın belli günlerinde çocuklarımızın sohbetlere katılmasını sağlamalıyız, çocuklarımıza küçüklükten itibaren kitap okuma alışkanlığı edindirmeliyiz.
Gençlerimizin yetişmesinde uygun bir çevre
de çok önemlidir. Dolayısıyla yaşıtlarıyla oynayabileceği, konuşabileceği ve beraber İslamî değerleri öğrenebileceği ve tatbik edeceği bir çevre gereklidir.
Netice olarak diyebiliriz ki, insan hayatında gençlik çok önemli bir dönemdir. Çünkü insan; hayatını çoğunlukla bu dönemde öğrendiği bilgiler vasıtasıyla yönlendirir. İşte bu yüzden gençlik dönemi, çok kritik ve önemli bir dönem
dir. Bu dönemin ihmal edilmesi ve iyi değerlendirilmemesi daha sonraki dönemlerin sıkıntılı geçmesine sebep olabilir. Gençler, bir milletin geleceğini şekillendirmektedirler. Geleceğinin aydınlık olmasını isteyen, gençlerini iyi yetiştirmek zorundadır. Dolayısıyla bizlere her konuda en güzel örnek olan Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) tavsiyelerine kulak vererek gençlerimizi iyi bir din eğitimi vererek yetiştirmeliyiz.
Gelecek sağlıklı bir şekilde kurulacaksa; bu kesinlikle “derdi” olan gençliğin sayesinde gerçekleşecektir. Bugün, gençlerimizin yeryüzünü imar etmesi şuuruyla, değerlerimiz doğrultusunda ve geleceğin sorumluluğunu da yüklenebilecek nitelikte yetişmesi Rabbimizden en büyük niyazımızdır.
Dipnotlar
1. et-Tahrîm, 66/6.