Okumayı sevdirebilmek ve sürdürebilmek amacıyla bugüne kadar çeşitli yöntemler geliştirilmiş ve bunların birçoğu ciddi başarılar kaydetmiştir. Ama bütün bunlara rağmen asıl çabanın okuyucuya düştüğünü belirtelim. Okuma kabiliyetinin geliştirilmesi, sabırlı ve devamlı uygulama ile mümkündür. Okuyucu belli esasları gözeterek bu çabayı gösterdiği takdirde, okumayı sevebilmek ve sürdürebilmek için, başkasının yardımına ihtiyacı olmadığını görecektir.
Okumanın süreklilik hâline gelmesinde rol oynayan birçok etken bulunmaktadır. Bunlar arasında en başta kişinin; ailesi, içinde yaşadığı toplum, okuduğu okul ve ona ders veren öğretmenleri sayabiliriz.
Öncelikle kitap okumada ölçüt nedir? sorusunu cevaplarsak, nasıl bir okuyucu olduğumuz ortaya çıkacaktır. Bu konuda çalışma yapan uzmanlar şu tespitlerde bulunmuşlardır.
Çok okuyan okuyucu; 1 yılda 21 ve daha fazla kitap okuyan kişi.
Orta düzeyde okuyan okuyucu; 1 yılda 6-20 kitap okuyan kişi.
Az okuyan okuyucu; 1 yılda 1-5 kitap okuyan kişi.
Okuyucu olmayan, hiç kitap okumayan kişidir.[1]
İyi bir okuyucu olabilmek için;
Bulduğunuz kitabı okumaktan ziyade, doğru kitabı seçerek okumaya başlamalısınız. Öncelikle, kendiniz için “doğru” kitabı, yani hoşunuza gideceğini, ilginizi çekeceğini, sizin ihtiyacınıza hitap edeceğini düşündüğünüz, sizde bir eksikliği kapatacağını tahmin ettiğiniz kitapları seçmelisiniz yani okumada seçici olmalısınız.
Günlük hayattaki ihtiyaçlarınıza göre bir okuma listesi oluşturmalısınız. Bunları okudukça ihtiyaçlarınıza çözüm bulacağınızdan, bu durum sizleri daha da çok araştırmaya ve okumaya sevk edecektir.
Çağımızda, az okuyan insanla çok okuyan insanın kişisel ve toplumsal rollerini kıyaslamanız sizi okumaya karşı isteklendirecektir.
Okumanın size getireceği çok yönlü faydalarını düşünün. Bunların başında okumanın sizi Allah’a yaklaştıracağını, O’nunla birlikteliğinizi arttıracağını, bunun yanında kitap okumanın birçok problemi çözdüğünü, moral ve motivasyon sağladığını, en yakın ve en sadık dost olduğunu, ömür dakikalarının boşa gitmesine müsaade etmediğini bilin.
Kitap okumaya karşı engellere dikkat etmelisiniz. Bunların en başında ise insanın en azılı düşmanı olan şeytan gelir. Şeytanın görevi; insanları doğru yoldan, Allah’ın (c.c.) yolundan saptırmaya çalışmaktır. Dolayısıyla bu düşmanı asla unutmamalısınız. Sonrasında ise, televizyon, bilgisayar oyunları, sosyal medya, akıllı telefonlar dediğimiz teknolojik dünya, arkadaş istekleri v.b. gelmektedir.
Okuma alışkanlığının oluşması ve sürdürülmesi için, kendinize “okuma arkadaşları” bulun. Bu arkadaşlarınızla kitaplar dünyasında konuşabilir, okumayla ilgili çeşitli etkinlikler ve çalışmalar yapabilirsiniz.
Okuduğunuz bir kitabı, arkadaşlarınızla veya ailenizle paylaşmalısınız. Böylece onları bilgilendirmiş, okuduklarınızı pekiştirmiş ve hem de okumaya karşı isteğinizi arttırmış olursunuz.
Hızlı okumak ve okuduğunuzu daha iyi anlamak da önemli bir olgu. Bu konuda anlayarak hızlı ve seri okumak ile ilgili kitaplardan ve çalışmalardan istifade etmelisiniz.
Bir alışkanlık ısrar, azim ve süreklilikle kazanılır. Okuma konusunda, kendi kendinize söz verin ve bunu ısrarla sürdürün. Bir süre sonra bunun sonuçlarını göreceksiniz.
Kitap okumayı bir plana bağlamalısınız. Günde şu kadar, ayda şu kadar, yılda şu kadar gibi…
Şu şekilde bir okuma planı yapabilirsiniz;
“Her ay bir kitap okuma gibi bir hedef belirlemeli ve bunu da gerçekleştirebilmek için, her gün 10 sayfa kitap okumalı, günde 10 sayfa, ayda toplam 300 sayfa eder. Ortalama kitapların 250-300 sayfa civarı olduğu düşünüldüğünde ayda bir kitap okumuş olursunuz.
Gün içinde okumanız gereken sayfaları unutmamak için günlüğünüze 10 sayfa kitap okumalı notunu yazın.
Tatil günlerinde ise; günlük okumanız gerekenlerle ilgili geçmişe ait varsa eksik sayfalarınız, öncelikle onları tamamlamalısınız. Yoksa daha fazla okumayabilirsiniz.
Her ay sonunda ne okuyacağım veya her bitirdiğiniz kitabın arkasından ne okuyacağım düşüncesini ortadan kaldırmak ve bu arada zaman kaybetmemek için, okunacak kitaplarınızın listesini çıkarın. Bu listeyi ihtiyaçlarınıza göre çıkarmalısınız. Tespit ettiğiniz bu kitapları nasıl temin edilebileceğinizi belirlemeli, kitapları öncelik sırasına göre dizmeli, mümkün olduğunca bu sıraya göre okumalısınız.
- Rasulullah’ın İslam’a Davet Metodu, Ahmed Önkal, Kitap Dünyası Yayınları
- Pakia Mektupları, İ. Süreyya Sırma, Beyan Yayınları
- Nebevi bir Eylem davet, Ramazan Kayan, Çıra Yayınları
- O Diyarın Sakinleri, Abdullah Büyük, Harman Yayınları
- …
gibi sizin de bir listeniz olmalı.
Okuma esnasında aklınıza gelen işleriniz ve fikirleriniz olabilir. Bu düşüncelerinizden dolayı okumanızın kesintiye uğramaması için çok acil işler dışında okumaya ara vermemeli, acillerin dışındakiler için yanınızda bulundurduğunuz bir kalemle kâğıda yazabilirsiniz. Okumanızı bitirdiğinizde yazmış olduğunuz fikir ve işlerinizi değerlendirebilirsiniz. Böylece okumanız kesintiye uğramamış olur. Okuma sırasında aklınıza gelen fikir ve işleri de unutmamış olursunuz.
Kitapları nerede ve ne zaman okumalıyım? sorusunu cevaplamalısınız. Ev ortamında mı okumalı? Dış ortamda mı? Evde kitap okuma imkânı bulamıyorsanız, okuyabileceğiniz sessiz ve sakin ortamlar belirlemelisiniz. Bu yerler civarınızdaki kütüphaneler, kitap kafeler, deniz kenarları, parklar, lokaller vb. olabilir.”[2]
Son söz olarak diyebiliriz ki; bütün bu anlatılanları uygulamaya gayret ettiğinizde kitap okumayı sevdiğinizi ve okumayı süreklilik haline getirdiğinizi göreceksiniz.
Okumak bir tavsiye değil, rica değil, minnet değil, muhayyerlik değil, insan olmanın ve Müslüman olmanın gereğidir. Şunu da unutmayalım ki, okuma alışkanlığı bir hayatı değerlendirme tarzıdır ve okumanın yaşı da yoktur.
Rabbim bizleri, okumayı seven, sürdürebilen, okuduklarını anlayan, yaşayan ve anlatanlardan eylesin. Âmin…
[1] Öğrencilerin Okuma Düzeyleri, s. 4, MEB, EARGED, 2007.
[2] Zaman Yönetimi ve Planlama, Celal Çelik, s. 62, Buruc Yayınları 2002.